Sizce sanat nedir? Bence sanat algıladığınızdır. Bazen size farklı gelendir. Bazen ruhunuza hitap edendir. Özetle benim bakış açımdan sanat, insan ruhunun dışa yansımasıdır.
Sanatın milyon tane çeşidi var. Bunun yanı sıra gerekli gereksiz her şeye sanat diyenler de var. Ben sizinle ilgimi çeken bir kaç tanesini paylaşmak istiyorum.
Başlıkta bahsettiğim Yoko Ono teyze, Beatles ın kurucularından John Lennon ‘un karısı olup, evlenmeden önce de performans sanatlarıyla ünlüymüş. Güzelim Beatles grubu onun yüzünden dağılmış. Hala da yaşıyor. Eğer uzaydan gelen insanlar varsa Yoko Ono uzaylı olmalı diye düşünüyorum. Performans örneklerinin bir kaçını sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir gösterisinde, Yoko Ono’ nun üzerinde bir elbise ve önünde bir makas varmış. İzleyicilerden gelip, elbisesinden birer parça kesmesini ve bu parçayı yanlarında görürmesini istemiş.Londra ‘da gerçekleştirdiği bu performansta kısa sürede giysi yok olmuş. İzleyiciler elbisesinden bir parçayı evlerine götürebilmek için birbirini ezmiş.
Değişik fikirlerinden biri de galeride çürümesini canlı izlemeniz için öylesine duran bir elmaymış. Bizim ülkemizde olsa yazık çürümesin deyip hemen yerlerdi.Galerideki muzu bir lokmada yuttular hatırlarsanız 🙂
Gelelim Yoko Ono’ nun bugün bizi en çok ilgilendirecek eserine; Herhangi bir sebep veya bulaşıcı hastalık salgını yokken kendini herkesten soyutlayıp aylarca eve kapatmış. Her gün ne hissettiğini yazmış. Herkes sanat dese de ben sonlara doğru delirmeye başladığını düşünüyorum. Çünkü sona doğru, tuvalete uzansam hiç kalkmasam. Yattığım yerde bir delik açılsa, o delikten elimi soksam. Sonra o elle herkesin elini sıksam yazmış. Biz bu duruma düşmeyiz inşallah, hayırlısı bakalım.
İçimden Çağdaş Sanatlara acayip bok atasım geldi.
İtalyan sanatçı Pierro Manzoni, 1961 yılında ”Sanatçı Boku” ismini verdiği 90 adet konserve üretmiş.Herbirinin içinde kendisine ait 30 gr dışkı olduğu nu iddia etmiş.Bu konserveler aynı ağırlıkta altına eşdeğer olacak şekilde fiyatlandırılmış.Sergilendiği galeri kutudan kötü kokular geldiğini bildirmiş.Açıldığında değeri düşeceği için kimse açıp bakamamış.Kutular çelikten olduğundan röntgende de görülememiş. Üstelik, 2008 yılında bir tanesi 400 bin TL ye alıcı bulmuş. Görüldüğü üzere para çok olunca ota boka harcanıyor.
Bir benzer sanatçıda Jeff Koons, Banal objelerden eser yaratıyor. Şişme balonlardan ilham alarak yaptığı sıradan hayvan objeleri milyonlarca dolara satılıyor. Örneğin 1986 yılında parlak paslanmaz çelikten ürettiği, şişme balondan ilham aldığı tavşan heykeli 91,1 milyon dolara satılarak, yaşayan bir sanatçıya ait en pahalı sanat eseri olarak tarihe geçmiş. Tavşanla ilgili kötü ifade kullanamıyorum ama acaba insanları gerizekalı yerine mi koymaya çalışıyor diye de düşünüyorum.
Tüm bunları yazmışken Andy Warhol’ u atlamak ayıp olur. Kendisi Amerikalı ressam, film yapımcısı olup, uyumakta olan birinin 6 saatlik uykusunu film yapmıştır. Sabit duran nesneleri çekerek film yapmasıyla da tanınır. Düşünsenize bir filme gidiyorsunuz 3 saat boyunca aynı binaya kıpırdamadan bakıyorsunuz. Kendisinin acayip ilginç bir de sözü var.” Birisinin yazdığı kitabı okumaktansa, kendine iç çamaşırı alışını seyretmek isterim.”demiş. Zaten bende onun filmini seyretmek yerine iç çamaşırı almaya giderim daha iyi demek isterdim.
Ünlü performans sanatçısı Frank Uwe Laysiepen bu yakınlarda vefat etti. Eşi ile birbirlerine saatlerce tokat attıkları performansı unutmak mümkün değil. Eşi performans sanatçısı Maria Abramoviç ‘in de ilginç gösterileri varmış. Örneğin bir seferinde galerinin ortasında durmuş. Önüne makas, tabanca, gül, jilet benzeri 72 farklı obje konulmuş. Objelerle sanatçıya istediğinizi yapabiliyormuşsunuz. Hiç kıpırdamadan ve tepki vermeden duruyormuş. İzleyiciler önce sarılmışlar, okşamışlar, öpmüşler, gülü hediye etmişler. Sonra vahşileşmeye başlamışlar. Elbiselerini kesmişler, elini yüzünü jiletlemişler. En sonunda biri silahı eline alınca, galeri sahibi durdurmuş ve performasın bittiğini söylemiş.
Anlattığım tüm bu sanat çalışmalarının sonucu olarak, sokağa çıkamadığım evde cinnet geçirmek üzere olduğum bu Coronalı günlerde acaba çağdaş sanatlarla mı ilgilensem diyorum.
Hepinizi sosyal mesafemden öpüyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle. Sağlıkla kalın.