Şimdi size anlatacağım, bankacılık günlerimden kalma gerçek bir olay.
Bankada çalışırken Ali Bey adında bir müşterim vardı. Ali Bey 45 yaşlarında, uzun boylu, mavi gözlü, sportmen vücutlu bakımlı bir adamdı.En önemli özelliği keskin gözleri ve kuvvetli hafızasıydı.Sakin konuşur,her söylediğinizi dikkatle dinlerdi.
Ali bey inşaat mühendisi olmasına rağmen hayatında hiç çalışmamıştı.Ancak, çok varlıklı bir adamdı.”Zenginliği aileden geliyor.”diye düşündünüz değil mi? Hayır ailesi zengin değildi.
Ali Bey, haksızlığa hiç tahammül edemezdi.Yanında devamlı not defteri, kayıt cihazı ile dolaşırdı.Herkes kendisine haksızlık yapılmasından korkarken, o haksızlık yapılsın da yakalayayım diye tetikte beklerdi.Bu arada çok başarılı bir avukat çocukluk arkadaşı vardı.Bu iki kafadar durmadan hatalı firmalara, alışveriş merkezlerine,bilerek yanlış yapan insanlara dava açıp çok yüksek tazminatlar alırlardı.
Biz Ali Beye o zamanlar gıcık olurduk.Ama şimdi topluma çok faydalı bir insan olduğunu düşünüyorum.Çünkü arkadaşıyla yanlışları düzelttiriyorlardı.Bence bunun karşılığında aldıkları parayı hakediyorlardı.Cezalandırılan kurum ve kişilerin ders almasını sağlıyorlardı.Hiç haksızlık yaptıklarını duymadım.
Burası değişik bir ülke mücadele daha farklı oluyor.Her şeye rağmen bu sefer bende Ali bey olacağım.Dilerim sonucu benim için hayırlı olur.
İnsanlar için varolmak çok zordur.Ama haksızlıklarla mücadele etmediğiniz zaman yaşıyor sayılmazsınız.Hayattaki en büyük tatmin haklı olduğunuz bir davayı kazanmanızdır.
Sevgilerimle,